Merhabalar millet!
İyi bir hafta geçirmenizi dileyerek içimde akan kelimeleri buraya dökmeye geldim.
Anne olduktan sonra, hayatımda öyle çok şey değişmiş ki, daha kucağıma bebeğimi almadan üstelik. Şuan beş buçukladık. Dördüncü aydan itibaren gerçekten hamile olduğumu anlamaya başladım. Ve 3 haftadır ise resmen içimdeki küçük kalbi hissediyorum. Anneler bilirler şimdi yazacaklarımı ama bilmeyenlere bu duyguyu biraz anlatmak istedim.
Bebeğim hayatıma girdiğinden beri neler yaşıyorum?
- Artık çiçekleri koklayamıyorum,
- Yepyeni korkuların sahibi olmaya başladım. Mevcut gelecek kaygılarım iki katına çıktı. Evet, kendime çok güvensem bile hep " acaba bu işi becerebilecek miyim? " düşüncesi içindeyim.
- Artık kendi vücuduma daha fazla saygı göstermeye başladım. Besin değerlerini öğrendim, öğünlerim saatli, yediğim her şeyin etiketini okumaya başladım. Şimdi düşünüyorum da eskiden çoğu zaman üretim tarihlerini okumazdım bile.
- Anne-babamı daha iyi anlamaya, daha fazla saygı duymaya başladım. sanırım bu duygu daha da artacak bebeğim büyüdükçe. Hiç unutmam doğum fotoğrafçısı çok sevdiğim Buse Eylem, ablam, ilk oğluna doğumu yapmadan önce gençlik döneminde oldukça serseri olduğunu, bebekten sonra ise annesinin ayaklarını öpmek için can attığını anlatmıştı. Lafın gelişi değil, hani annelerimiz diyor ya " anne olunca anlarsın " o bu kadar gerçekmiş meğer :)
- Kalbim daha kolay kırılıyor fakat üzülürken bile yüz kere düşünüyorsunuz. Bebeğim stres olmasın diye. Bi arkadaşım nasıl bir duygu diye sormuştu. - " O kadar zor ve uzun ki bunu anlatmak dedim bence en iyi tarifini sana geçen yaşadığım bir konu ile anlatayım. Eşim hiç unutmadığı doğum günümü en hassas dönemimde unuttu. Ve öyle üzüldüm ki tarifi yok. Hormonlarda tetikliyor tabii. İnan ağlayamadım. Burnum sızlıyor, göz pınarlarıma yaş geliyor, hoop geri atıyorum. " Tamam sakin ol Ceren, derin nefes al, bebeği düşün! "
- En çok kullandığım cümlem, belki de hayat felsefem " amaan bişii olmaz canım " 'ın yerini " ya olursa? " aldı. Artık bir şey yerken, bi yere giderken, bir şey kullanırken, bir şey kaldırırken iki kere düşünüyorum. Çünkü kendi canınızdan öte artık size bağlı bir can daha taşıyorsunuz.
- Hayatınızın yeni anlamını günde ”bir milyon kez” düşünüyor, deli gibi sürekli kendi kendinize konuşur görünürsünüz dışarıdan. Oysaki bebeğinize neler anlatır, ne günaydınlar der, ne şarkılar söylersiniz.
- Daha bebeğiniz karnınızda iken bile sorumluluklarınızın artışına şaşırıyorsunuz. İlgi alanlarınız bir anda değişiyor. Hiç bilmediğiniz bebek araba markalarını ezbere bilecek, alışveriş sitelerinde önceden istediğiniz elbise avında iken şimdi bebeğinize en farklı kostümleri aramaya başlayacaksınız.
21. haftaya kadar canım oğlum ( ilk 1 ay hariç ) beni hiç zorlamadı. ve ben en zorlandığım anın bile keyfini çıkarmayı öğrettim kendime. Düşünsenize bir kadının ömründe ( tek doğum yaptığını düşünürsek ) sadece 9 aycık. Öyle az ki.. Biliyorum bu günleri çok özleyeceğim. Ve şikayet etmek yerine her anı keşfetmeyi deniyorum. Şimdi karnım ağrıdığında yatmak yerine yürümeyi tercih ediyorum mesela, bunun ona daha iyi geldiğini öğrendim. Yavaş yavaş birbirimizi keşfediyoruz sanırım ne dersiniz?
Hayat çok eğlenceli ve garip.
Dilerim isteyen, dileyen herkes bu duyguyu yaşar.
RENKLİ GÜNLER ^_^