Cuma konuk yazar köşesine geldi sıra.
Sevgili Merve ile bana yazdığı yorumlar ile tanıştık. Son derece nazik, ölçülü tatlı bir kısçe. Bu köşede yazmak istediğini söylediğinde çok sevindim. Öyle de farklı bir konuyu ele almış ki meraklılarına duyrulur!
hadi Merve anlatsın size kendini, ben kaçıyorum :)
Keyifli okumalar ;)
...
Herkese merhaba. Ben Merve(Acemi Terzi) 1990 yılında en sevdiğim mevsim olan baharda mart ayında dünyaya gelmişim.Gördüğünüz üzere balık burcuyum ve maalesef ki balık burcunun hemen hemen bütün özelliklerini taşımaktayım. Genellikle ağlak, bazen romantik,duygusal,önsezileri kuvvetli,insanları çabuk tanıyan(ki bazen bir cümle bile yetiyor kişiye not vermeme) ve maalesef bu özelliği sebebiyle kolay kolay kimseyi sevemeyen(arkadaş anlamında),çocukluğundan beri örgü,dikiş,tasarıma ilgi duyan(çok elbise dikmişliğim,örmüşlüğüm vardır sarı saçlı bebeklerime) ,yabancı dillere yatkınlığı olan,bazen heyheyli,kilosuna takıntılı bir makine mühendisi adayıyım.
Blog okumaya 2008 yazında başladım ve yaklaşık 1 senelik okuyuculuk hayatım sonrasında yazmaya başladım. Asıl niyetim tam da blogumun adına uygun yaptığım işleri paylaşmaktı. Zamanla artan ders yoğunluğum,kişisel işlerim ve kolaya kaçışlarım sebebiyle blog biraz amacından şaştı kabulJ Haziran 2012 itibariyle bitecek olan okulum blogumu amacına tekrar yöneltecek diye düşünüyorum.Tabi bunun için desteğe ihtiyacım var. Bu desteği en iyi şekilde sağlayan güzel projesi için Nimo’ya sonsuz teşekkürler
Size bahsetmek istediğim konu ise kendi blogumda da sıkça yazdığım hatta okuyucularımın sıkıldığını düşünmeye başladığım;
“Yurtdışında Eğitim/Erasmus”
Peki nedir bu Erasmus? Yararları/zararları..vs
Erasmus,hayat boyu öğrenme programı kapsamında ülkeler arası öğrenci değişimini mümkün kılan bir programdır.Kısaca yurtdışında eğitim görmek de diyebiliriz birkaç aylık bir değişim olsa bile.Okulunuzda yapılan bir dil sınavında dil seviyenizin tespiti ile başlayıp seviyenize uygun okula yerleştirilmeniz, kolay pasaport/vize alabilmeniz,gideceğiniz ülkede en rahat şekilde yaşamanızı sağlayacak detaylarla(konaklama gibi) devam eden heyecanlı ve biraz yorucu bir süreç.
Üniversitelere göre değişen bir başvuru zamanı vardır ve bu bilgiyi bölüm Erasmus Danışmanı/Koordinatörü hocanızdan edinebilirsiniz.
Başvuru zamanını öğrendiniz diyelim. Başvuru süresi içinde yine bölüm Erasmus Danışmanı hocanızdan aldığınız başvuru formunu(kişisel bilgiler ve üniversiteniz ile anlaşmalı üniversiteler arasından gitmek istediğiniz ülkeler soruluyor) doldurup gerekli belgeler(transkript,öğrenci belgesi vs) ile birlikte aynı hocanıza teslim ediyorsunuz. Başvurular toplanıp üniversitenizin uluslar arası ofisine gönderiliyor. Üniversitenizin belirlediği bir tarihte dil sınavı yapılıyor(İngilizce/Almanca/Fransızca vs) ve bu sınavın belirli yüzdesi(üniversitelere göre değişiyor), genel not ortalamanızın belirli yüzdesi alınarak toplanıyor ve aldığınız puan açıklanıyor. Puanın açıklanmasının ardından yerleşme sonuçlarını beklemek kalıyor geriye. Yine üniversiteniz uluslar arası ofis tarafından hangi öğrencilerin hangi ülkedeki hangi okula yerleştiği ilan ediliyor ve böylelikle tatlı heyecanlar başlıyor. Bu kısımdan sonraki resmi belgeleri( akademik tanınma belgesi,learning agreement,acceptance gibi) uluslararası ofis size sağlıyor ve belgeleri doldurup teslim ediyorsunuz. Unutmayın belgelerden 3er tane uluslar arası ofise teslim ediliyor. Bir tane fazladan çıktı alıp kendinize ayırmanız yararınıza olacaktır.
Belgeler,karşılıklı anlaşmalar yapıldı.
Peki bu işin finansal kaynağı kim/ne/nere?
Erasmus programının finansal kaynağı devlet baba. Yani sizin yurtdışında harcayacağınız para hesabınıza yatırılıyor ve siz de yurtdışında burslu okumuş oluyorsunuz.
Bu para yetiyormu diye kaygı etmeyin zaten devlet ülkelerin pahalılık durumlarına göre finanse ediyor her şeyi. Yani Estonya’ya gidenler için aylık hibe 365€ iken Macaristan’a gidenler için 395€(yanlış hatırlamıyorsam) oluyor ve yetiyor bu paranız(en azından bana çok rahat yetti)
Resmi işlemler tamamlandı.Pasaport alacaksınız.
Üniversiteniz uluslar arası ofisi tarafından size “Harçsız Pasaport Dilekçe” adı altında bir dilekçe veriliyor ve bu dilekçe ile emniyet müdürlüğüne başvurduğunuzda bir tek 54tl defter bedelini ödeyerek 1 yıllık pasaportunuzu almış oluyorsunuz. Vize başvuru formunuzu doldururken de yurtdışındaki üniversiteye kabul belgeniz sizin kolay geçitten geçmenizi sağlıyor.
Resmi işlemler,Pasaport,Vize tamam!
Gidiş vakti yaklaştıkça sabırsızlanıyor,zamanın bir an evvel geçmesi için dua ediyorsunuz
Ancak beklemekten başka çare yok maalesef;)
Valiz Hazırlığı
Size en büyük tavsiyem valizinize her parçadan bir-en fazla iki tane alın. Yani 2 jean,1-2 ayakkabı/bot,2-3tshirt,1 beyaz gömlek(konsolosluk davetleri için) vs. Neden bu kadar az diye düşünmeyin. Gittiğiniz yerde fazlasıyla alışveriş yapacağınız için dönüşünüzü düşünerek gidin. Mesela ben toplamda 35 kiloya yakın valizle gittim,Estonya’dan 30kg kadar kargoyla gönderdim ve yine 35 kg kadar valiz artı içi full bir laptop casele havaalanına geldim.Yabancıların işine sadık olması sebebiyle fazla yükle kontrolü geçemeyip maalesef havaalanı ortasında valizimi açıp fazlalıkları attım:s Bu durumu yaşamanızı istemem. Oralardan zaten ucuza bulup alacağınız için buradan götürmenin anlamı yok.
Gidiş valizinizde az kıyafet-fazla yiyecek(mantı,sarma,kuru gibi) dengesini iyi ayarlarsanız dönüş valiziniz size otomatik full kıyafet/teknoloji ürünleri/ayakkabı/kitap/dergi vs olarak dönecektir.
Artık oradasınız!
Öncelikli tavsiyem konuşmaktan çekinmemeniz. Eğerki İngiltere,Amerika,Avustralya gibi İngilizcenin ana dil olduğu bir ülkeye gitmiyorsanız orada yaşayan ve İngilizce bilen herkesin bu dili sizin gibi ikinci/üçüncü dil olarak öğrendiğini ve bu dilde mükemmel olmadığını unutmayın. Hakkınızda kötü düşünüleceği fikrine kapılmayın,aksine çok sempatik oluyor böyle patçat konuşanlar.
Korkmayın!
Konuşma dilinde gramerin mükemmelliğinin aranmadığını bilin. Nasıl ki biz Türkçede ne yapıyorsun olarak yazdığımız cümleyi napıyorsun olarak okuyorsak İngilizcede de She varken is kullanılır,We varken are kullanılır kalıplarını düşünüp kasmayın.Akışına bırakın. Anlatamadığınız kelime,kelime grubu,cümleleri vücut dili ve işaretlerle anlatın.
Mümkünse kalacağınız odayı yabancı kişi veya kişilerle paylaşın ki pratik yapmanız kolaylaşsın. Oda arkadaşınıza günaydın demek bile bir nevi pratiktir sizin için.
Bir de bence en önemlisi,değişim programıyla giden birçok arkadaşınız gibi dağıtmayın. Kendinizi,özünüzü,asaletinizi, dini inanışınızı,manevi duygularınızı,kültürünüzü,yaşayış tarzınızı, Türklüğünüzü unutmayınız
Her türlü görüş,öneri,soru ve sorunlarınız için: iletisim.merve@gmail.com
Acaba bu kız neler yazıyor merak ettim diyenler için: www.acemiterzi.blogspot.com
RENKLİ GÜNLER ^_^